Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Ahmet Uğurlu Dede Vefa Etkinliği”

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyük Kasap Kongre

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyük Kasap Kongre ve Kültür Merkezi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı  Alevi-Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığı tarafından organize edilen Ahmet Uğurlu Dede’yi anma etkinliğine ev sahipliği yaptı.

Etkinliğe Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, T.C. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir,                 Munzur Üniversitesi Alevilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Aziz Altı, Ahmet Uğurlu Dede, kurum müdürleri, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.

                Program, İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu ile başlayarak, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından hazırlanan kısa film gösterisi ile devam etti. Gösterimin ardından T.C. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir sahneye çıkarak etkinlik hakkında bir konuşma yaptı. Özdemir, Ahmet Uğurlu Dede’nin kadim bir geleneğin önemli bir temsilcisi olduğunu belirterek, “Varlığıyla bize güven veren duruşuyla örnek olan Ahmet Uğurlu Dedemiz, geçmişle olduğu kadar gelecekle de bağımızı güçlendirir. Ahmet Uğurlu Dedemizin yolu Aleviliğin ve Türklüğün yoludur” dedi.

                Ayrıca, gençlere manevi değerlere olan bağlılığın önemini hatırlattığını ve dedeye sunulacak ödülün sadece bir plaket değil, toplumsal hafızanın devamlılığı olduğunu ifade etti.

                Munzur Üniversitesi Alevilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Aziz Altı ise Aleviliğin kamusal alandaki varlığının önemine değinerek, “Ahmet Uğurlu Dedemiz, Hıdır Abdal Ocağı’na mensup olup dünyanın birçok ülkesinde canlarla bir araya gelerek irşad eyleyen önemli bir din adamıdır” dedi. Ayrıca, Cemevlerinin ibadethane statüsü kazanması için çaba sarf eden Ahmet Uğurlu Dede’nin dünya meselelerine de kayıtsız kalmadığını belirterek, “Alevi Bektaşiler nerede bir zulüm varsa oraya destek olmuşlardır” dedi.

                Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun selamlarını ileterek, Bugün burada sadece bir kişiyi değil, bir geleneği, bir dili, bir gönül terbiyesini selamlamak için buluştuk. Gönlümüz bir, muhabbetimiz bir, yolumuz birdir. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Lakin söze, evvela temelden başlamak gerek… Bu topraklarda bir irfan zinciri var. Halkaya her bir gönül sultanı, bir nur bırakmıştır. Ve her biri, kendi çağının karanlığına bir ışık, insanın yalnızlığına bir yoldaş olmuştur.

                Yunus Emre der ki: “Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için.” O, sevgiyle yontar taşı, gönülle döver demiri. Kimseyi inancından, kimliğinden, halinden ötürü ayırmaz. Yüzü halka, yönü Hakk’a dönüktür. Onun dini de, mezhebi de, meşrebi de aşktır.

                Mevlana ise çağırır durmadan: “Gel, ne olursan ol yine gel.” Çünkü o bilir ki; insan, değişir, arınır, büyür. Onun seması dönerken sadece beden değil, gönül de yükselir.

Ahi Evran, alın terini ibadet sayar. Helâl lokmayı, güzel ahlâkı, doğru ticareti ilke bilir. “Elini açık, sofranı geniş, sözünü ölçülü tut,” der. Zanaatıyla değil, zarafetiyle yol gösterir.

Hacı Bayram Veli, toprağa emekle yaklaşır. “İkilik kinini terk et, birliğe yoldaş ol,” der. Kalbiyle konuşur, kalplere yerleşir. Sadece şehirler değil, sineler kurar.

                Hacı Bektaş-ı Veli, bir dervişten öte, bir milletin ruhuna dönüşmüştür. “Eline, beline, diline sahip ol,” diyerek hem edebi, hem ahlâkı, hem de adabı bir cümlede toplamıştır. Kardeşliğin harcını onun kelâmı ile yoğurur bu topraklar.

Ve Pir Sultan Abdal… O, meydanda söz söyleyen, haksızlığa diz çökmeyen bir yürektir. Onun sazı yalnızca bir enstrüman değil, bir vicdan muhasebesidir.

                Bütün bu erenlerin, sultanların, gönül ustalarının ortak noktası nedir? İnsan… Sadece insan. Söz farklı, dil farklı, yol farklı ama gaye aynı: İnsanı yüceltmek… İnsanı incitmeden sevmek… İnsanı Yüce Yaradan’ın yeryüzündeki emanetçisi bilmek.

İşte bugün burada, bu büyük zincirin bir halkasını yaşıyoruz. Bir gönül eriyle, bir halk büyüğüyle beraberiz: Ahmet Uğurlu Dede…

O, Anadolu irfanının ocağında yanmış, ocağın dumanını göğe, muhabbetini halka taşımış bir ömürlük duruştur. O, bir söz ustası değil; susuş ustasıdır. Öğüt verir ama nutukla değil; bakışıyla, varlığıyla, adımıyla…

Kıymetli Canlar,

Bugün burada bir vefa için buluştuk. Vefa, hatırlamak değil; unutmamaya söz vermektir.

Vefa, geçmişe değil; insanlığa sadakattir. Ahmet Uğurlu Dede’ye vefa, sadece onun şahsına değil; onun temsil ettiği duruşa, hikmete, ahlaka ve vakara duyulan minnettir.

Ahmet Uğurlu Dede’ye vefa; Yunus’un sevgisine, Mevlana’nın çağrısına, Hacı Bektaş’ın duruşuna, Pir Sultan’ın dirayetine selâm vermektir. Biz bu selamı Erzincan’dan veriyoruz bugün. Birliğin, dirliğin, kardeşliğin, “can” olmanın şehrinden…

Ahmet Uğurlu Dedemiz

İyi ki var.

İyi ki onu tanımışız.

İyi ki onunla aynı çağda, aynı şehirde, aynı cemiyette nefes almışız.

Onun için toplanmak, aslında kendimize gelmektir. Onu alkışlamak, kendi vicdanımıza bir selamdır. Onu anlamak, insanlık yolculuğuna bir işarettir.

Kıymetli Misafirler,

Gelin bugün sadece bir vefa göstermeyelim. Gelin, vefanın kendisi olalım. Kalbimizi onun gibi konuşmadan anlatanlardan kuralım.

Ve unutmayalım: İnsanı yaşat ki, insanlık yaşasın. İnancı sev ki, inanç seni dönüştürsün. Dili koru ki, gönül sana açılsın.

Şunu da unutmayın:

Zaman geçer, yüzler silinir, isimler kaybolur; ama bırakılan güzel kelâm, edilen ihlâslı dua, tutulan bir el, açılan bir sofra, gönülden kopan bir “Canım benim” sözü, arş-ı âlâda yankılanır.

Şimdi, göğsümüzde taşıdığımız bütün iyilikleri bir selâm, bir tebessüm, bir niyet hâline getirme vaktidir.

Gelin, birbirimizin derdine derman,  sesine yoldaş, sofrasına misafir olalım. Gelin, dedemiz gibi olmaya gayret edelim.

                Hakk yolunda yürüyen, halkla beraber oturan, hâlini Hakk’a sunarken halktan kopmayan güzel insan Ahmet Uğurlu Dede’mizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Allah ömrünü afiyetle uzatsın. İlmiyle, hikmetiyle, vakar ve izzetiyle daha nice gönüle yol, daha nice gence örnek olsun.

Sağ olun, var olun, gönülden can olun.

                Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent; belirterek, “Dedemiz şehrimize ve ülkemize değer kattığı için seviyoruz. Erzincan, bu tür etkinliklerle Türkiye’ye rol model olacak” dedi. Ayrıca, “Dünyamızda çok çeşit çiçek var, bu çiçeklerin kokusu ve rengi birbirinden farklı. Bu anekdot bizlere çok şey anlatıyor. Bir olalım, birlik olalım, dirlik olalım” şeklinde konuştu.

                Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, Ahmet Uğurlu Dede’nin öğretileriyle büyüdüklerini belirterek, “İncinsende incitme, sana ağır gelecek lafı sende etme düsturuyla yaşıyoruz. Yaşarken vefa göstermek oldukça önemli. Ahmet Uğurlu Dedemize gösterilen bu vefa örneği için çok mutluyum” dedi. Sarıgül, etkinliğin hayata geçirilmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

Son olarak Ahmet Uğurlu Dede, tüm katılımcılara teşekkür ederek, “Hepimiz yaratıcının ve yaratılmışın sevgisiyle ibadet ediyoruz. İslam barıştır, sevgidir ve güzel ahlaktır. Alevi Türk toplumu adaleti ile dünyaya nam salmıştır” dedi. Ahmet Uğurlu Dede, sözlerine “14 asır önce, karanlık bir çağın ortasında, Hak nuruyla aydınlandı dünya” dizeleriyle son verdi.

                Protokol konuşmalarının ardından Ahmet Uğurlu Dede’ye plaket takdimi gerçekleştirildi. Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Dede’ye plaketini sundu. Etkinlik, toplu hatıra fotoğrafı çekimi ve Güzel Sanatlar Müdürlüğü Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun düzenlediği dinleti ile sona erdi.